23 Temmuz 2012 Pazartesi

Abdulmecid II, Last Caliph of Islam, 1923





Sultan 2. Abdülmecid Han.

Son halife. Abdülmecid Efendi olarak bilinir. 1868'de İstanbul'da doğan Abdülmecid Efendi, Sultan Abdülaziz ile Hayranıdil Kadın'ın oğludur. İkinci Meşrutiyet'e kadar sarayda kafes hayatı yaşadı.
Bu nedenle çok iyi bir öğrenim görme imkanı olmadı. Buna rağmen pek çok şehzadeye göre çok daha bilgiliydi; yabancı dil bilirdi, güzel sanatlara ilgi duyardı. 1918 yılında Beşinci Mehmed (Mehmed Reşad) ölünce yerine Altıncı Mehmed (Vahdettin) geçti ve Abdülmecid Efendi veliaht oldu. Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen kanunla 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırıldı ve Vahdeddin 17 gün sonra yurttan ayrıldı. Bunun üzerine Osmanlı hanedanının o tarihte yaşça en büyüğü olan Abdülmecid Efendi, Meclis tarafından halife seçildi. Halifelik görevine 24 Kasım 1922'de başlayan Abdülmecid Efendi'nin hiçbir siyasi gücü kalmamıştı. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi. 3 Mart 1924'te de Hilafet (Halifelik) kaldırıldı. Bu gelişme ile birlikte bütün hanedan üyelerinin yurt dışına çıkarılmasına karar verildi. Abdülmecid Efendi bütün ailesi ile birlikte yurt dışına gitti. Bir süre Terriret kasabasında kaldıktan sonra ömrünün sonuna kadar kalacağı Paris'e yerleşti. Ailesi Abdülmecid Efendi'nin na'şının Türkiye'ye gönderilmesine çalıştılarsa da, na'şı Medine-i Münevvere'ye nakledilerek Haremi Şerif'e defnedildi.

Bu da onun yukarıdaki fotoğrafının orijinal hali.




22 Temmuz 2012 Pazar

Samaritan School, Nablus Palestine




Filistin Nablus'ta Bir Samiri Okulu.
Sene 1900-1920 arası.

Samiriler, Yahudilerin büyük Babil sürgünü ile bugünkü İran ve Harran bölgeleri civarına gönderilmesiyle, arkalarında bıraktıkları topraklara Asur kralı tarafından özel olarak gönderilip yerleştirilen halk. Yerleştikleri bölgeye Samiriye denir, ve kutsal olarak bilinen Gerizim dağı merkezli civar bölge bu isimle adlandırılır.

Tanah'taki anlatıma göre sürgüne giden Yahudilerin yerine yerleştirilen bu halk, o bölgede yaşayan aslanların sürekli saldırıları sonucunda iyice bunalırlar ve burayı terkeden insanların dini inanışlarına göre bir tanrı inancı ve tapınma biçimiyle durumun düzeleceğinden şüphelenerek bunu Asur kralına bildirirler. Bunun üzerine kral Yahudi sürgünlerinin arasından bir rahibi geri göndererek yeni yerleşimcilere kendi dinlerini öğretmesini ister. Şahıs geri dönerek onlara Tanah'a dayalı dini kuralları ve kaideleri öğretir. Yahudi geleneğinde Samirilerin kökeni bu şekilde bilinir.

Yahudiler tarafından Yahudilik-dışı görülürler. Samirilerin Tevrat'ı, Yahudilerin Tanah'ından farklıdır. Dini uygulamalarında da birçok fark gözlemlemek mümkündür. Müslümanlardaki abdeste benzer bir abdest alma ve namaza benzer hareketleri olan bir ibadet biçimleri vardır ve ibadethanelerinde oturmak için yer bulunmaz.

Aslında bu kavim isa'nın yaşadığı çağda ibrani kavimlerine düşman kabul edilir ve aşağılanırmış. bu yüzden incil'deki good samaritan meseli önem taşır. yani, "bir kimse senin düşmanın veya yabancı olarak görülen bir kavme mensupsa da, önemli değildir. önemli olan, kimin kime dostça veya düşmanca davrandığıdır. en yakının bile, iyilikseverlikten uzaksa, bir samiriyeliden çok daha uzaktır sana" anafikrini çıkartmak için meselde samiriyeli seçilmekte ve ibranilerin en üstün görülen kavmi levililer ile karşılaştırılmaktadır.

İşte bu da benim renklendirdiğim fotoğrafın aslı.